Sanıyorum kozmetik ürün içerikleri
içinde en ünlüsü parabenler. Bunun sebebi de Avrupa’nın bazı ülkelerinde
yasaklanmasıyla birlikte, içeriklerinden parabeni çıkaran şirketlerin
ürünlerinin üzerine “parabensiz”, “no parabens”, “paraben-free” gibi ibareler
koymaları. Bunları ambalajların üzerinde gördükçe bizler de kötü bir şey
olduğunu anladık ve araştırmalarımıza başladık.
Parabenin çeşitleri vardır ama
kozmetiklerde en çok kullanılan paraben türevleri metil-paraben (methylparaben),
propil-paraben (propylparaben), etil-paraben (ethylparaben) ve bütil-parabendir
(butylparaben). Parabenler koruyucu madde olarak kullanılırlar. Eklendikleri
ürünün içinde bakteri oluşumunu engelleme işlevi görürler. Paraben
kozmetiklerde en sık kullanılan içeriklerden biridir. Sanıyorum bunun sebebi,
düşük maliyetli olması ve uzun yıllardır kozmetik ve ilaç sanayinde
kullanılıyor oluşu. Evet, yanlış yazmadım. Birçok öksürük şurubunda da paraben
kullanılıyor. Hatta ben bunu geçenlerde doktorun reçete ettiği bir öksürük
şurubunu içmeden önce, alışkanlıktan içindekileri okurken keşfettim. Ve konuyu
biraz araştırdım. Yine aynı amaçla, mikrop ürememesi için ilaca atılan
parabenlerin zararı faydasından fazla olmasın sakın :/ Öksürük gibi basit bir
grip belirtisi için paraben deposu olmaya değer mi diye kendime sormadan
edemedim ve ilacı içmedim. Öksürüğümü bitki çaylarıyla birkaç gün içinde
geçirdim :)
Parabenler bir ürünün içeriğinde
ilk baktığım içerikler, çünkü östrojen hormonunu taklit etme kapasitesine sahip
ve bu hormonun göğüs kanserinde önemli bir rol oynadığı biliniyor.[ http://safecosmetics.org/ article.php?id=291]
Bir üründe paraben varsa onu anında eliyorum. Siz de bununla başlayabilirsiniz.
İlk kontrolünüz paraben içeriği olsun. Parabenin kullanım alanı geniş
olduğundan, el kremlerinden şampuanlara, ilaçlardan, makyaj malzemelerine kadar
birçok üründe görebiliyoruz. Tek bir üründe olsa belki tolere edilebilir diye
düşünebilirsiniz ama gün içinde diş macunumuzdan el kremimize, allığımızdan
rujumuza, sampuanımızdan öksürük şurubumuza, sabunumuzdan diş macunumuza, hatta
yiyeceklerimize kadar birçok üründen aldığımız paraben oranını düşününce, maruz
kaldığımız oran hiç de azımsanacak bir oran gibi görünmüyor. O nedenle
öncelikle paraben kontrolü yapalım.
Peki, piyasadaki parabensiz
alternatifler neler mi? Öncelikle bu blogu yazma amacımızın kendi
tecrübelerimizi paylaşmak fikri olduğunu düşünürsek, ben parabenli ürünlerin
yerine neleri koyduğumu anlatayım. Aynı şekilde Ağça’nın da tercih ettiği
alternatifleri buradan paylaşacağım (her ne kadar tercihlerimiz çoğunlukla aynı
olsa da :)).
Ağça bundan yaklaşık iki sene
önce beni Lush markası ile tanıştırmıştı. Mutlaka görmüşsünüzdür ya da sokaktan
geçerken mutlaka o mis kokulu sabunların kokusunu almışsınızdır. Bizim Lush
dükkanlarına girip kendimizi kaybettiğimiz çok olmuştur J Her şeyden önce,
home-made, yani ev yapımı kozmetik sloganını öne çıkardığından, doğal içerikli
ürünler yaptıklarını iddia ettiklerinden, doğa dostu oluşlarından ve insanı
büyüleyen mis kokulu ürünleri yüzünden Lush’ı çok sevmiştik. Ancak bizim bu
kozmetik içerikleri konusundaki bilinçlenme sürecimizde, peelingimizden,
şampuanımıza, yüz kremimizden, makyaj temizleyicilerimize, el kremlerimizden
toniklerimize, otobronzanlardan sabunlarımıza kadar kullanmaya başladığımız
Lush ürünlerinin birçoğunun içeriğindeki parabenleri fark etmemizle birlikte
ilk hüsranımızı yaşadık. Bu kadar çok sevip kullandığımız bir markadan
vazgeçmek bizi gerçekten üzmüştü. Kolay kolay bırakmak istemedik ve hatta ben
bazı yetkililerle iletişime geçip yaşadığım sıkıntıyı anlattım. Kendilerinden
aldığım yanıtsa, parabeni mikrop üremesine engel olmak için ve insan sağlığını
tehdit etmeyecek miktarlarda kullandıklarıydı. Bu cevap birçok kişi için tatmin
edici olabilir ama bizim gibi neredeyse her ürününü Lush’tan alan ve günlük
paraben alımı katlanmış olan insanlar için durum hiç de o kadar basit değildi.
İstemeye istemeye mis kokulu ürünlerimize veda ettik ve alternatifler aramaya
başladık. Bu alternatiflerin her biri ayrı bir yazı konusudur. O nedenle bu
ürünlerin yerine neler koyduğumuzu daha sonraki yazılarda teker teker
anlatacağım. Şimdilik konuya böyle bir başlangıç yapmış olalım J
Bazen, hayatta her konuda olduğu
gibi, çok sevmiş ve alışmış olsak da her şeyin eksilerini artılarını tartmalı
ve eskileri ağır basmaya başladığı anda onları terk etme riskini göze
alabilmeliyiz. Zor olsa da.
Sağlıklı günler diliyorum :)
Filiz
No comments:
Post a Comment